19 Temmuz 2012 Perşembe

Baba, Oğul ve Kutsal Tavsiyeler - 1


Babaların belki de en gurur duyduğu anlardan biri, çocuklarının evlendiğini görmektir.
Bu evlilik, baba ve oğul arasında hep gizli konuşmalara neden olur. İşte bizim hikâyemiz de böyle bir baba-oğul konuşması üzerine.
Hikâyemizin gururlu babası, oğlunu düğünden önce mutfağa çağırmış. Aynı anda ocağa eşit büyüklükte üç kap koymuş. Hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış. Ve oğluna dönerek:
"Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vermeni istiyorum" demiş.
Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği... Ve hikâye tam da burada başlamış.


Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına. Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş.
Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu. Yemek masasında üç tabak duruyormuş.
Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş.
Sonra oğluna dönüp sormuş: "Ne görüyorsun?"

Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış.
"Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış. Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış. Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler..."


Konuşma sırası babaya geçince, başlamış anlatmaya :


"Evlilikte Aşk ve Şefkat birlikte olmalıdır.
Aşksız
bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketir, eskitir, pörsütürler.

Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşır, birbirlerinden uzaklaşırlar.
Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle başbaşa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.


Oğlu aldığı bu dersten memnun görünürken, baba tekrar konuşmuş: 
"Asıl ders bu değil!"
Oğlunun elinden tuttup, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları göstermiş.
"Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak...
İkisinde de bir tat yok."

Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşaltmış. Mis gibi taze kahve kokuyormuş.
Fincanı oğluna uzatmış.
"İçmek istersin herhalde" demiş. Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürmüş.

"Kahve çekirdekleri
gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur.

Mis gibi, temiz ve huzur verici...
Herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi... Çünkü onlar birbirlerine Aşkla ve Şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar."

Sizin evliliğiniz mükemmel gitmemiş olabilir, hatta bitmiş de olabilir. Tecrübelerinizle, siz de sizden sonraki nesillere, dostlarınıza her zaman iyimser ve inançlı örnekler vermeye gayret edin. Çünkü aslında AŞK varsa huzurlu, aşk dolu EVLİLİK'ler de muhakkak vardır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder