2 Temmuz 2012 Pazartesi

"Çocuk Gelinler"


 
Uluslararası anlaşmalara, sözleşmelere ve evrensel kurum anlayışlarına göre 18 yaşın altında yapılan her evliliğe Çocuk Evliliği, 18 yaşın altında evlenen her kıza Çocuk Gelin denmektedir.

Kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerinin başlıca sebepleri arasında, geçim sıkıntısı, aile içi cinsel saldırı, evlilik dışı gebelik ve geleneksel yaşayışta hâkim olan kocaya itaatin erken yaşta tesis edilmesi gerektiği anlayışı sayılabilir.

Ancak bunların arasında en ağır basanı yoksulluktur.

Az gelişmiş ülkelerdeki yoksul aileler, hanelerinin yoksulluğunu azaltmak için arkadaşlarıyla oyun oynayacak yaşlardaki kız çocuklarını, babası hatta dedesi yaştaki adamlarla evlendirmektedir.
Pek çok kez, bu çocuklar, yaşlı adamların ikinci veya üçüncü eşi olmaktadır.
10’lu yaşlardaki kızlarımız, birkaç bin liralık başlık paraları karşılığında 40’lı, 50’li, 60’lı ve hatta 70’li yaşlardaki erkeklerle evlendirilmektedir.

Kızların evlendirilmek üzere okuldan alınması, geleneksel anlayışta olağan karşılanmaktadır. Geleneksel ailede, kızın kendini korumayacak yaşta ve cahil olarak evlendirilmesi durumunda, evlilik sonrasında eşi tarafından şiddete maruz kalabileceği ihtimali düşünülmemekte, kız çocuğu, ailesi tarafından kocaya bağımlı bir hayata hapsedilmektedir.

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından yapılan Nüfus ve Sağlık Araştırmaları’na göre, Türkiye’deki kızlarda evlenme yaşı 12’ye kadar düşmektedir.

- 15-19 yaş aralığında kızlarda evlenme oranı İsveç’te yüzde 0.4, Kanada’da yüzde 0.6, Fransa’da yüzde 0.6, Finlandiya’da yüzde 0.6, Japonya’da yüzde 0.7, Almanya’da yüzde 1.2, Belçika’da yüzde 1.6, İngiltere’de yüzde 1.7, İspanya’da yüzde 2.3, Hollanda’da yüzde 2.4, İtalya’da yüzde 3, Amerika’da yüzde 3.9.
- Geri kalmış ülkelerde ise 15- 19 yaş aralığı kızlarda evlenme oranı şöyle: Şili’de yüzde 11.7, Azerbaycan’da yüzde 12, Arjantin’de yüzde 12.4, Peru’da yüzde 12.5, Lübnan’da yüzde 13.2, Mısır’da yüzde 15.9.
- Türkiye’de çocuk gelin oranı yüzde 15.5 olarak tespit edilmiş. Ancak bu oran gerçeği yansıtmıyor. Çünkü bu veri Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgilerle tespit edilmiş. Yani dini nikaha dayanan erken evliliklerin kaydı yok. Bunlar da eklendiğinde oranın yüzde 30 ila yüzde 35 arasında olduğu tahmin ediliyor.


Sultan Arınır’ın “Çocuk Gelinler” adlı belgeseline konuşan onlarca “Çocuk Gelin”in kendi sözleri ile yaşadıkları:

“12 yaşında evlendim. 13 yaşında da çocuğum oldu. Abim verdi beni. 6 milyon verip beni aldılar. Hiç sevgi görmedim. Hiçbir zaman... Eşim olacak adam hiç yanımızda olmadı. Çocuğumu yanıma koyduklarında onun ne olduğunu anlamadım. Sonra baktım, çok tatlıydı. Zaten ikimiz birlikte büyüdük.”

“Nikah memuru geldi. 'Bu çocuk' dedi. Kıymadı. Gitti. Sonra benim büyük abim var. Onunla beni ikiz gösterdiler. Yaşımı büyüttüler. Nikahı o zaman kıydılar.”
“12 yaşında çocuğum oldu. Çok küçüktüm, bakmayı bilmiyordum. Hiçbir iş yapmayı bilmiyordum. Çocuklara nasıl bakacağım? Nasıl kaldıracağım? İş nasıl yapacağım? Yemek nasıl yapacağım? Bilmiyordum. Hep ağlıyordum. Bana bir şey yapacak diye korkuyordum.”

“13 yaşında evlendim. Evleneceğimi bilmiyordum. Bir gün abim geldi 'Seni vermişiz' dedi. Abim evlenecekti, beni başlık parası için kurban etti. Kendi düğününü yapabilmek için. Kaçarım diye düşündüm. Sonra hastalandım, hamile kalmışım. Çocuk zor doğdu. Artık anne olmuştum, birkaç gün bakmadım ona. Sonra ağlarken acıdım.”

“Babamın çok yakın arkadaşının eşi hastaydı, ölecek dediler. Adam da babama 'Kendime nasıl bakacağım, bana kızını vermez misin?' demiş. Babam da verdi. Büyük, yaşlı adamla birlikte kalk, otur, odasına git. Vallahi de billahi de utanıyordum. Korkuyordum, utanıyordum, istemiyordum. Evin kerpiçleri altından da olsa hiçbir şeyin değeri yoktu gözümde.”

“Gelinlik giydirdiler, ‘Seni götüreceğiz’ dediler. Ben ‘Gitmem. Annemi bırakmam’ dedim. Babam ‘Evlenmezsen öldürürüm’ dedi. Evlenmek zorunda kaldım. Hiç sevmedim, sevemedim. Zaten çok şiddet gördüm. Dövüyordu beni. Bir keresinde bıçakladı.”

“13’ünde evlendim. Ama boşandım ve ikinci kez evlenmek zorunda kaldım. Babam beni eve almamıştı. Ama ikinci evliliğim güzeldi. Çünkü o vurmazdı bana...”

                                                         
UNUTMAYIN;
ANNELER VE BABALAR OLARAK BİRİNCİ GÖREVİMİZ,  ÇOCUKLARIMIZA ÇOCUKLUKLARINI YAŞAYABİLECEKLERİ BİR DÜNYA SUNMAKTIR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder