9 Temmuz 2012 Pazartesi

Sert Rüzgarlara Karşı Yalnız Bir Baba

Eğer bir Kadın aşağıdaki nedenlerden dolayı kocasını terk ederse; 
-        Büyük bir ailenin sorumluluğunu tek başına yüklendiğini fark ettiğinde mi?
-        Sevdiği adamın yüreğinin, aklının başka bir yerde olduğunu öğrendiğinde mi?

Erkek terk edildikten sonra muhtemelen şunları hisseder:
-        Bir gün mutlaka eşinin geri geleceğini
-        Hatalı olduğunu ve pişmanlık duyduğunu
-        Çocuklarla tek başına bir yaşamı asla kuramayacağını
-        Ve belki de bir daha asla eskisi gibi sevemeyeceğini


Yeni bir Fransız filmi var bahsedeceğimiz.
"Des Vents Contraires"
"Against Wind"
"Sert Rüzgarlar"

Fransız sinemasının beğenilen olumlu tarafları ile her zaman eleştirilen olumsuz taraflarını bir arada görebileceğiniz gerçek hayat filmi.



Filmimiz hararetle tartışan bir çiftle perdelerini açıyor. Çiftin adı, Paul ve Sarah Anderen.
Paul romanını bitirmeye çalışan bir yazardır; dolayısı ile sakin bir ortamda yoğunlaşmaya ihtiyacı vardır. Sarah ise tam zamanlı çalışan ve evin geçimini sağlayan bir doktor.

Bu çiftin iki de çocuğu vardır. Meslek sadakati ile annelik sorumlulukları altında doğa üstü bir mücadele veren Sarah artık kendini tükenmiş hisseder. Çocuklarına vakit ayırması, onları okula götürüp getirmesi, bir parça sorumluluk alması için Paul’den sürekli talepte bulunur. Ama hiçbir zaman olumlu bir geri dönüş alamaz. Bencil ve sorumsuz bu insan hayatında kaldığı sürece, beklentilerinin bitemeyeceğini ve sürekli mutsuz olacağını anlayan Sarah kocasını terk eder. Çocuklarını babalarına bırakır.

Aradan bir yıl geçer. Paul hayatının odağını kaybetmiştir. Sarah’nın geri döneceği umudu ile yaşamı beklemeye almış ama çocukların varlığı ile ilerlemek zorunda kalmıştır. Dostları ve akrabalarının yardımı ile kendisi ve çocukları için yeni bir hayat kurmayı dener. Ama bu Paul için hiç de kolay olmayacaktır.  

Hayatın içinden birebir alınıp karşımıza getirilmiş gibi duran bu öykü, gerçekçiliğin tek başına bir filmde ne kadar başarılı olabileceğini kanıtlıyor sanki. İzlerken hepimiz olayları, konuşmaları onaylıyoruz sanki. Kadınsak kendimizi Sarah, erkeksek kendimizi Paul gibi hissediyor ve üzüntülerini yüreğimize transfer ediyoruz."

Psikologlar, aile ilişkilerinde tek taraflı hata ya da suçlu aramazlar. Haklı haksız da yoktur aslında. Dengeler vardır. Eşitlik kuramı her anlamda yer almalıdır. Sevgi, düzen, sorumluluk, tolerans, hoşgörü. Bunları nereye kadar tek taraftan besleyebileceğinizi bilmeniz gerek.

“Bu filmde çok eşitlikçi bir anlatım var aslında. Bunun dışında filmde yer alan; mutsuz ağabey, Arap kökenli talihsiz baba, seks peşindeki öğrenci kızdan bunalmış polis memurları çok başarılı biçimde bu çiftin dramına dahil oluyor."

Anlatılmaz bir kederin, yoğun bir matem duygusunun içinden süzülerek bizlere sunulan bu filmi mutlaka izlemelisiniz diyoruz. 

(Bazı cümleler Atilla Dorsay makalesinden alınmıştır ) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder