5 Haziran 2012 Salı

Ergenlik Dönemi


Başkaldırı dönemi de diyebileceğimiz ergenlikte yaşanan fırtınalar nelerdir ve bu dönemin sağlıklı geçirilmesi nelere bağlıdır?

Ergenlik döneminde kişide belirgin olarak hem fizyolojik hem de psikolojik değişmeler hızlı ve ardışık biçimde gözlenir. Dönemin temel özelliği her iki anlamda da çatışmadır. Bir başka deyişle ergenlik tam anlamıyla bir savaş dönemidir. Fizyolojik açıdan hormon savaşlarının, psikolojik açıdan da kişilik savaşlarının verildiği bir yapılanmadır. Kaçınılmaz olarak bu süreç içinde hem ergenin hem de yakın ve dolaylı sosyal çevresinin sıklıkla yaşadığı duygu ise gerginlik ve buna dayalı kaygı yaşantılarıdır. Bu kaygılarda karşımıza iki ana temelde çıkarlar. Birincisi içsel kaygılar ki bunlar ergenin kendilik ve çevre algılamalarını nasıl adlandırdığı ile şekillenir. İkincisi ise çevresel yani dışsal kaygılar. Bunlar genellikle sosyal kaygı nitelikli olup sosyal baskılar ve gelecekle ilgili yapılandırmaları ve müdahaleleri içerir. Başka bir deyişle kişi bu dönemde sürekli olarak yeni bilgiler, yeni ilişki sistemleri ve sorumluluklar gibi ilk kez karşılaştığı durumlarla yüzleşecektir.

Sürekli olarak kendisini ve çevresini anlamaya çalışan genç yargılama mekanizmasını çalıştıracaktır.

Örneğin bir genç; ani ve sonuçlarını hiç düşünmediği tepkiler verebilir. İnatçı, hoşgörüsüz olma, çabuk sinirlenme, başkalarını küçük görme, uzlaşmayı reddetme, keskin ve sert konuşma tarzı, saldırganlık, karşıt tepki geliştirme, yalan söyleme, otoriteye ve kurallara karşı gelme gibi davranışlar gösterebilirler.

-  Peki sözün burasında ailelere ‘Neler Yapabilir?’ konusunda ne gibi reçeteler sunabiliriz başlıklar halinde?

Bu dönemde gençler özgür olmak istediklerini her fırsatta dile getirirler. Anne babaların dikkat etmeleri gereken nokta çatışmayı büyüten söylemlerden uzak durmak olmalı.

Karar alma ve uygulama aşamasında onun yerine kararlar almak ve uygulamasını önermek yerine karar alma sürecinde ve uygulamada yardımcı olmalı.

Söylediklerimiz ve uyguladıklarımız arasında çelişkiye yol açabilecek farklılıklar olmamalı. Unutmayalım ki genç kendilerini söylenenleri değil, gördüklerini daha çok öğrenir ve uygularlar.

Dışarıya açılmakta olan genci kısıtlamaya çalışmak daha çok dışarı itme anlamına gelir. Aile ortamını kendisini rahat ifade edebileceği bir şekilde sunmak son derece önemlidir.

Aile ile ilgili karar alma ve uygulama mekanizmasına katmak hem aidiyet duygusunun güçlenmesi hem de kendini ifade edebileceği özgür ortam yaratma anlamında verimli ve önemlidir. Değer verildiği duygusunu güçlendirir.

Ona karşı sabırlı ve sevecen davranabilin ki maksatının ne olduğunu anlayabilme ve ne düşündüğünüzü ona anlatabilme şansınız olsun.

Dışarıya açılma istekleri hiçbir zaman aileyi terk etme arzusu anlamına gelmez. Paniklemeyin ve sağlıklı sosyalleşme için karşılıklı güvene dayalı bir ortam yaratabilin.

Eleştirinin yönünü ve dozunu iyi ayarlayın. eleştiri yapılan hata ile ilgili olmalıdır. Kişiliğe müdehale anlamına gelebilecek olan “Sen dili” kullanımı suçlama gibi algılanabilir.

Sizin için bir şeyler yapması, size iyilikler yapması için fırsat tanıyın.

Özelinizden bir şeyler paylaşın ki o da sizinle paylaşabilsin.

Büyümesini destekleyin ancak otorite rekabetine girmemeyi de asla unutmayın.

Söylediklerinizde ve yaptıklarınızda mutlaka tutarlı ve adaletli davranmaya çalışın.

Sevildiği mesajını düzenli, tutarlı ve abartmadan verin.

Güçsüz yönleri üzerinden çok eleştirmeyin güçlü yönlerini beraberce tanımaya uğraşın.

Herkesin hata yapabileceği ilkesine gerçekten inanın.

Zorlamayın. İkna edin!

Emretmeyin. Rica edin!

-alıntı-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder