12 Mayıs 2012 Cumartesi

Kadının gücü erkekleri kaygılandırıyor

Kadının toplum içindeki yerinin gün geçtikçe güçlenmesi, erkekte kaygı yaratıyor…
 
İnsanları en çok duygularla ilgili sorunlar mutsuz ediyor. Para kaybeden, işsiz kalan veya iflas eden kişi, hayata dönüş yapabilmek için mücadeleden kopmazken, duygusal boşluklar kolay dolmuyor. “Düşen insan düşmüş olmuyor, düştüm diyen düşüyor” sözü ise mutlu olmanın anahtarının mücadele olduğunu gösteriyor. İşsiz kalmak, para kaybetmek, ekonomik krizden etkilenmek… Bunların hiçbiri insanı, ikili ilişkilerdeki duygusal çatışmalar ve yoksunluk kadar etkilemiyor. Duygusal sorunlar, kişinin yaşamının pek çok alanında adım atma ve girişimde bulunma yönünü zedeliyor. İlişkilerdeki mutsuzluk ise para kaybetmenin getirdiği mutsuzluktan daha etkili bulunuyor ve her alandaki başarıyı etkiliyor.

KADINLAR DAHA ÇOK ETKİLENİYOR
İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, bunun en önemli nedeninin kişinin kendisini değerli hissetme duygusunun zedelenmesi olduğunu söylüyor. Yaşadığı ilişkide mutsuz olan insan kendini genel olarak da mutsuz ediyor ve değersizlik duygusu, yaşama yönelik tüm olumsuzlukları tetikliyor. Duygusal mutsuzluğun dünyanın her yerinde kadını daha çok etkilediğini belirten Prof. Dr. Özkan, şöyle devam ediyor:

ERKEK AŞK ACISINI KOLAY ATLATIYOR
“Kadın, erkekten daha duygusal. Erkeğin duygusal boşluğu daha kısa sürüyor ve erkek zihniyetinde yaygın olarak, ‘başka kadın bulurum’ inanışı yer alıyor. Ait olma kavramına, kadınlarda erkeklerden daha çok rastlanıyor. Kadın, aşk ilişkisini duygusal olarak ve psikolojik zeminde yaşarken, karşı cinse daha çok bağlanıyor. Erkek ise benmerkezci düşünce yapısından uzaklaşamıyor. Dünyanın her yerinde psikiyatri uzmanına giden kişilerin büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Kadının anaç yapısı ve sorumluluk anlayışı, bunun başlıca nedenleri arasında. Ruhsal bozukluklara kadınlarda daha fazla rastlanması, onlardaki ruhsal bozukluğun daha çok olmasından değil, erkeklerin kendi başlarının çaresine bakmayı tercih etmelerinden kaynaklanıyor. Erkek, doktora ‘koruyucu sağlık’ anlamında başvurmak yerine, sadece başının derde girdiğini düşündüğü zamanlarda gidiyor.”

DEĞİŞEN KADIN ERKEĞİ KAYGILANDIRIYOR
Günümüzde geleneksel anlayışların yıkıldığını ve hem kadının hem de erkeğin özgür bireyler haline geldiğini söyleyen Özkan, kadınların artık dişiliklerini de kişiliklerini de daha açık ifade ettiklerini belirtiyor ve “Bu durum kadını pasif halden uzaklaştırıyor” diyor. Bu değişimin erkekte tedirginlik yarattığını söyleyen Özkan’a göre bunun en önemli göstergesi erkekte oluşan performans kaygısı. Kadının değişimini kendileri için yatakta da hayatta da bir tehdit olarak algılayan erkekler, karşı cinsin toplumun her alanında öne çıkmasının, alışkanlıkları ile yerleşik davranışlarını tehdit ettiğini ve performans kaygılarını artırdığını söylüyor.

Karınıza, kızınıza davranılmasını istediğiniz gibi davranın
“ERKEKLER karılarıyla ilişkilerinde eğer varsa kızlarını düşünmeliler ve kızlarına nasıl davranılmasını istiyorlarsa karılarına da öyle davranmalılar” diyen Prof. Dr. Sedat Özkan, erkeklerin kızlarının yaşamalarını istemedikleri hiçbir şeyi eşlerine yaşatmamaları gerektiğini söylüyor ve yanlışlıkların farkına ancak bu şekilde varılabileceğine dikkat çekiyor. Bunun kadın ya da erkek hakkından çok, kişi hakkı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özkan, kadın ve erkeğin evrensel haklarının hem topluma hem de hukuka yön vermesi gerektiğini belirtiyor. Özkan, “Kişinin başarılı ve mutlu olması kendi bireyselliğini bulmasıyla mümkündür” diyor.

*yuksekovahaber.com adresinden alıntı bir haberdir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder